Yapraksız sarılıcı kolları olan parazit bir bitkidir.
İlkbaharda havaların ısınmasıyla ortaya çıkan küsküt virüsleri de beraberinde taşır.
Fideler ve yabancı otlar aracılığı ile yayılır.
Küskütün sardığı tütünler bodur ve zayıf kalır, yok edilmez ise bütün tarlayı sarabilir

Toprakta tünel açarlar. Bu sırada özellikle gençfidelerin köklerini keserek kurumalarına neden olurlar.

Ilık ve nemli havalar hastalığa neden olur.
Hem tarlada hem de fıdelikte görülür.
Fideler sararır, yaprak uçları aşağıya doğru kıvrılır.
Yaprakların alt kısmında gri-açık eflatun renkte küftabakası görülür.
Hastalık tüm fideliği birkaç günde kurutabilir.
Tarlada yaprak üzerinde yeşil-sarı küçük lekeler oluşur. Bu lekeler daha sonra kurur.
Bitki, büyüme noktasından hastalanırsa rozet şeklini alarak bodur kalır.

Hastalığı oluşturan mantarlar toprakta bulunurlar. Kışı toprakta ve bitki artıklarında geçirirler.
Uygun hava koşulları oluştuğu zaman fideler hastalanmaya başlar.
Genç fideler sararır ve toprak üzerine devrilir.
Daha sonrada kururlar.
Gelişmiş olan fideler ise toprak yüzeyine yakın olan bir yerden incelir ve pörsür.
Fidelerin boğaz kısmı haşlanmış gibi bir görünüm alır. Hastalık yapraklarda da görülebilir.
Koyulaşan yapraklar rengini kaybeder ve solar.
Köklerdeki belirtiler ise açık kahverengi grimsi renklerle başlar, daha sonra da renk koyulaşır ve bitki kökü iplikleşir.

Canavarotu 5-35 cm boyunda, mavi veya mor renkte yapraksız parazit bir bitkidir.
Tohumları toprakta en az 10 yıl canlı kalabilmektedir.
Tütün dikildiği anda çimlenerek köke tutunur, bitkinin öz suyunu emerek onu sömürür.
Zarar gören bitki zayıf düşer, solar, gelişemez ve yaprak dokusu zayıflar.

Çok küçük boyda toplu halde bulunan böceklerdir. Kanatlı ya da kanatsız olabilir.Kanatsızlar yeşil ya da sarı-yeşil renktedir. Kanatlılar daha küçük ve koyu renkli olur.
Kışı sert çekirdekli meyve ağaçlarında geçirirler. Bir süre sonra tütüne zarar vermeye başlar, beslenir, bulunurlar. Bitkinin üst kısımlarına yakın yerlerde beslenirler. Yaprağın alt yüzünde orta damara yakın yerde bulunurlar.
Tütün yaprağının öz suyunu emerek zarar verir. Bu yaprakların uçları kıvrılır ve gelişmeleri yavaşlar.
Böcekler, bu durumda çıkardığı tatlımsı maddeler nedeniyle beslendikleri yerleri grimsi-siyah bir ballık tabakasıyla kaplarlar. Böylece yaprak gelişmesini sürdüremez. Bu tabaka üzerinde bazı mantar hastalıkları da gelişir. Ballık, kurutulan tütün yapraklarının birbirine yapışmasına yol açar ve yapraklar işlenemez hale gelir.

"Akdamar"olarak da bilinir.
Boyları 1 mm kadar olur. Renkleri açık sarı ve sarıdır. Larvalar başta beyazdır, gelişmeye başlayınca açık sarıya dönüşür.
Kışları ergin ya da larva olarak toprakta veya tarladaki bitki artıklarında geçirir.
Yaprağın öz suyu ile beslenirler.
Verdikleri zarar sonucu damarlara yakın yerlerde birçok beyaz lekecik oluşur.

Vücutlarını örten grimsi kahverengi veya krem renkli bir kabuk tabakası ile kolayca tanınırlar.
Özellikle fidelikte zarara dikkat edilmelidir.
Bitkilerin yaprak, gövde ve çiçeklerini yerler.Zarara uğrayan fideler biçilmiş gibi görünür.

Fidelik toprağı içinde dolaştıkları için toprağı kabartıp fide köklerinin açıkta kalmasına neden olur. Bu fideler daha sonra kurur ve ölür.

Böceğin boyu 1,5-2 mm'dir. Ergin böceğin vücudu parlak kahverengi olup kurtçuk açık beyaz renktedir ve başları kahverengidir. Yumurtalar çok küçüktür ve toprak çatlakları ile toprak yüzeyinde bulunurlar. Çok sıçradıkları için tütün piresi ismini almışlardır.
Zararlı havaların ısınmasıyla mart ve nisan aylarında aktif hale geçer. Kışı toprakta ve tarlada kalan tütün artıklarında geçirir.
Yağışlarla birlikte pire sayısında azalmalar olmaktadır.
Erginler fide yapraklarında delikler açarlar. Yumurtadan çıkan larvalar da fide kökleriyle beslenir ve sapta tüneller açarlar.
Tarladaki zarar fidelerin dikimiyle başlar ve kırıma kadar devam eder. Erginler yaprağın üzerinde küçük delikler açarlar. Zararın en son aşamasında yaprağın sadece orta damarı kalır.

Yaklaşık 1 cm boyunda ve grimsi-sarı renktedir. Kanatlarında 2-3 küçük siyah leke bulunur. Kurtçuk 1 cm kadar olup başı siyah, gövdesi pembe-yeşil renkte olur.
Nisan aylarında kelebekler uçmaya başlar. Larvalar (kurtçuk) tütünün yaprak, sap ve gövdesinde beslenirler.
Sonuçta zar gibi renksiz bir görünüme neden olurlar.

Ilık ve nemli geçen havalar hastalık için tehlikelidir.
Hem tarlada hem de fidelikte görülür.
Fideler sararır, yaprak uçları aşağıya doğru kıvrılır.
Yaprakların alt kısmında gri-açık eflatun renkte küf tabakası görülür.
Hastalık tüm fideliği birkaç günde kurutabilir.
Tarlada yaprak üzerinde yeşil-sarı küçük lekeler oluşur. Bu lekeler daha sonra kurur.
Bitki, büyüme noktasından hastalanırsa bitki rozet şeklini alarak bodur kalır.

Tarla döneminde, olgun bitkilerde görülür.
Yaprakların üst kısımlarında yarım santimetre büyüklüğünde yuvarlak beyaz lekeler görülür.
Daha sonra yaprağın üstü kül serpilmiş gibi görünür.
Belirtiler yaprak sapında, gövde veya çiçek kapsülünde de görülür.
Bahar aylarında sebzelere zarar veren külleme daha sonra tütüne bulaşabilir.

2-3 yapraklı fideler üzerinde sarımsı lekeler oluşur. Birkaç gün sonra bu fideler solar.
Olgun tütünler üzerinde oluşan lekelerin etrafında sarımsı halkalar oluşur. Daha sonra bu lekeler büyür ve açık kahverengi bir yaraya dönüşürler.
Hastalık yağmur ve rüzgar ile yayılarak topraktan bitkiye geçer, belirtiler önce alt yapraklarda görülür.

Genç yapraklarda açık sarı,yeşil ve koyu yeşil renk değişimi şeklinde mozaik belirtisi ve kabarıklık oluşur.
Üst yapraklar küçülür ve şekil bozulur.
Hastalık bitkiye gençken bulaşmışsa gelişme geriler ve bitki bodurlaşır.
İleri dönemde nekrotik alanlarda mozaik yanıklığı ve dokuların ölmesi görülür.

Çok küçük boyda toplu halde bulunan böceklerdir. Kanatlı ya da kanatsız olabilirler.
Kanatsızlar yeşil ya da sarı-yeşil renktedirler. Kanatlılar daha küçük ve koyu renkli olurlar.
Kışı sert çekirdekli meyve ağaçlarında geçirirler. Bir süre sonra tütünde zarar yapmaya başlarlar.
Bitkinin üst kısımlarına yakın yerlerde beslenirler. Yaprağın alt yüzünde orta damara yakın yerde bulunurlar.
Tütün yaprağının özsuyunu emerek zarar yaparlar. Bu yaprakların uçları kıvrılır ve gelişmeleri yavaşlar.
Böcek çıkardığı tatlımsı maddeler nedeniyle beslendikleri yerleri grimsi-siyah bir ballık tabakasıyla kaplarlar. Böylece yaprak gelişmesini sürdüremez. Bu tabaka üzerinde bazı mantar hastalıkları da gelişir. Ballık, kurutulan tütün yapraklarının birbirine yapışmasına yol açar ve yapraklar işlenemez hale gelir.

"Akdamar"olarak da bilinir.
Boyları 1 mm kadar olur. Renkleri açık sarı ve sarıdır. Larvalar başta beyazdır, gelişmeye başlayınca açık sarıya dönüşür.
Kışları ergin ya da larva olarak toprakta veya tarladaki bitki artıklarında geçirir.
Yaprağın özsuyu ile beslenirler.
Yaptıkları zarar sonucu damarlara yakın yerlerde birçok beyaz lekecik oluşur.

Böceğin boyu 1,5-2 mm dir. Ergin böceğin vücudu parlak kahverengi olup kurtçuk açık beyaz renktedir ve başları kahverengidir. Yumurtalar çok küçüktür ve toprak çatlakları ile toprak yüzeyinde bulunurlar. Çok sıçradıkları için tütün piresi ismini almışlardır.
Zararlı havaların ısınmasıyla Mart ve Nisan aylarında aktif hale geçer. Kışı toprakta ve tarlada kalan tütün artıklarında geçirir.
Yağışlarla birlikte pire sayısında azalmalar olmaktadır.
Erginler fide yapraklarında delikler açarlar. Yumurtadan çıkan larvalarda fide kökleriyle beslenir ve sapta tüneller açarlar.
Tarladaki zarar fidelerin dikimiyle başlar ve kırıma kadar devam eder. Erginler yaprağın üzerinde küçük delikler açarlar. Zararın en son aşamasında yaprağın sadece orta damarı kalır

Erginleri beyaz renklidir. Gözleri iri ve kırmızıdır. Yumurtalarını yaprağın alt yüzüne bırakırlar.
Larvalar (kurtçuk) yaprağın öz suyunu emerek zarar yaparlar. Ballık zararıyla birlikte yapraklar sararır, kurur ve kalitesi düşer. Larvalar yarı saydam şekilde olup, gözleri yeşildir.
Erginler bölgeye göre mayıs - haziran aylarında görülürler.

Larvalar 1,5-2 cm uzunluğundadır. Son dönemde 3-4 cm boya ulaşırlar. Vücutları kıllıdır ve sarıdan kahverengiye döner.
Zararı larvalar yapar. Genç larvalar tütünün taze yapraklarını yerler. Olgunlaşan larvalar ise sadece geceleri beslenir ve bitkiyi kök boğazından keserek zarar verir. Bu bitkiler tamamen öldürür.

Yaklaşık 1 cm boyunda ve grimsi-sarı renktedir. Kanatlarında 2-3 küçük siyah leke bulunur. Kurtçuk 1 cm kadar olup başı siyah, gövdesi pembe-yeşil renkte olur.
Nisan aylarında kelebekler uçmaya başlar. Larvalar (kurtçuk) tütünün yaprak, sap ve gövdesinde beslenirler. Sonuçta zar gibi, renksiz bir görünüme neden olurlar.

Erginlerin renkleri gri-siyahtır. Üst kanatları boyuna çizgili ve noktalıdır ve boyları 1 cm kadardır. Ters çevrildiklerinde ya da sıçradıklarında ses çıkarırlar.
Kurtçuk (larva) sarımsı renkte olur. İnce uzun silindire benzeyen bir yapısı vardır.
Rahatsız edildiklerinde kıvrılırlar.
Larvalar tütünün ince kökleriyle beslenir, kalın köklerin içinde de tüneller açarlar.
Yaşlı larvalar daha fazla zarar verirler.

Kelebekler genelde akşam saatlerinde uçarlar.
Olgun larva 3- 4,5 cm boyunda olabilir.
Rengi siyah-kahveden yeşil-sarıya kadar değişebilir.
Kışı toprakta geçirirler.
Zararı larvalar yapar. İlk olarak tütün yapraklarında ve tomurcuklarında beslenirler.
Tütünlerin tohum kapsüllerinde zarar yaparlar.

Genellikle 0,8-1.8 mm boyundadırlar ve vücutları ince-uzun, iplik şeklindedir.
Çoğunlukla rutubetli topraklarda yaşamını sürdüren mikroskobik kurtçuklardır.
Bitkinin kök boğazı, sap, sürgün, yaprak ve kök içinde beslenen türleri vardır.
Toprakta bulunan bu tür, bitkilerin ince köklerini sokup, öz suyunu emmek suretiyle beslenir.
Bitki köklerinde tespih tanesine benzeyen irili ufaklı urlar meydana gelir.
Bitkide solma, sararma, renk değişiklikleri, kıvrılma, çalılaşma, köklerde ve gövdede yumuşama ve çürümeler meydana gelir.

Yapraksız sarılıcı kolları olan parazit bir bitkidir.
İlkbaharda havaların ısınmasıyla ortaya çıkan küsküt virüsleri de taşır.
Fideler ve yabancı otlar aracılığı ile yayılır.
Küskütün sardığı tütünler bodur ve zayıf kalır, yok edilmez ise bütün tarlayı sarabilir

Canavarotu 5-35 cm boyunda, mavi veya mor renkte yapraksız parazit bir bitkidir.
Tohumları toprakta en az 10 yıl canlı kalabilmektedir.
Tütün dikildiği anda çimlenerek köke tutunur, bitkinin özsuyunu emerek onu sömürür.
Zarar gören bitki zayıf düşer, solar, gelişemez ve yaprak dokusu zayıflar.

Hastalık belirtileri yaprakta çok değişkendir.
Yaprak yüzeyinde ana damar etrafında çok sayıda düzensiz halka şeklinde lekeler oluşur.
İleri dönemde bu hatlar birleştiğinde yaprakta bronzlaşmış bir görüntü oluşur.
Yaprak yüzeyi açık kahverengiden siyaha kadar değişen renkte lekeler ile kaplanır.
Şiddetli solgunluk tüm bitkiyi öldürür.
Hastalık çizgileri ve halkalar bitki sapında da görülebilir.
Bitki sapı kolaylıkla kırılabilir.
Hastalıklı bitkinin özsuyu tripsler ile taşınır.

Çıfıt alacasının ilerlemiş halidir ve daha çok üst ellerde görülür. Yapraklarda yeşilimsi-mavi renkte kabarcıklı lekeler meydana gelir. Bakır paslı yapraklar kuruduklarında rengi koyu ve elastikiyeti olmayan kalitesiz ürün oluşturur.
Önleyici tedbirler çıfıt alacasında olduğu gibidir.

Tarladaki yaprakların üzerinde çiğ varken kırılmasından dolayı oluşur.

Çiğin temas ettiği yapraklar kuruduğunda kirli, mat renkte lekeler görülür. Kırım tarlada çiğ kalktıktan sonra yapılmalı,
Kurutma sırasında geceleri çiğ düşerse diziler içeri alınmalı veya dizilerinin üzeri örtülmelidir.

Tütünlerin soldurma devresinde uzun süre kalmalarından ve yaprakların çok sık dizilip havalanmamasından dolayı meydana gelir.
Çoğunlukla zayıf olan alt ellerde ve kısmen olgunlaşma devresini geçirmiş olan ana ellerde görülür.
Tütün yapraklarında ufak noktalardan oluşan yeşil, kahverengi ve siyaha kadar değişen lekeler şeklinde gözlenir.
Tütün yaprakları tam olgunluk döneminde kırılmalı,
Kırılan yapraklar hiç bekletilmeden dizilmeli,
Tütünler çok sık dizilmemeli,
Soldurma ve kurutmada hava koşullarına göre hareket edilmeli.

Tütünlerin soldurma devresinde uzun süre kalmalarından ve yaprakların çok sık dizilip havalanmamasından dolayı meydana gelir.
Çoğunlukla zayıf olan alt ellerde ve kısmen olgunlaşma devresini geçirmiş olan ana ellerde görülür.
Tütün yapraklarında ufak noktalardan oluşan yeşil, kahverengi ve siyaha kadar değişen lekeler şeklinde gözlenir.
Tütün yaprakları tam olgunluk döneminde kırılmalı,
Kırılan yapraklar hiç bekletilmeden dizilmeli,
Tütünler çok sık dizilmemeli,
Soldurma ve kurutmada hava koşullarına göre hareket edilmeli.

Kurutma sırasında yapraklar arasında çiğ ve yağmur damlaları uzun süre kaldığında oluşur.
Bu kısımlarda renk koyulaşır ve güneşe tutulup bakıldığında benekler yağ lekesi gibi görünür. Lekeli kısımlardaki yapraklar birbirine yapışır ve ayrılmaya zorlanınca parçalanır.
Özellikle sabah ve akşamları, kurutma yerlerinin üzeri çiğ ve yağmura karşı iyice örtülmeli,
Kırım tarlada çiğ kalktıktan sonra yapılmalıdır.

Nedeni, uç ve uç altı ellerin güzlemeye kalması ya da yaprakların olgunlaşmadan kırılmasıdır.
Bu yapraklar açmayan koyu yeşil renkte kurur.
Ayrıca kurutmanın ilk zamanlarında sıcak rüzgarlar ve dizilerin şiddetli güneşe maruz bırakılması da yeşil renkte kurumaya neden olur.
Yapraklar olgunlaşmadan, ham kırım yapılmamalı,
Erken dikim yapılarak hava şartları kötüleşmeden kırım ve kurutma işlemi bitirilmeli,
Diziler hava rüzgarlı iken güneşe çıkarılmamalı,
Kurutma yerleri rüzgar almayan yerlerde kurulmalı,
Çok sıcak günlerde diziler birdenbire güneşe çıkarılmamalı, böyle günlerde tütünler sabah ve akşamüzeri güneşte bırakılarak yaprakların suyunu yavaş yavaş atması sağlanmalıdır.